Tralleis Antik Kenti

Günümüzde halk tarafından “Üç Gözler” diye adlandırılan Tralleis’in ismini Trallar ve Argonlar tarafından Dor göçleri sonrasında aldığı da Tralla veya Thiba adlı bir amazondan aldığı da söylenir.

Tralleis antik kenti Aydın ilinin kuzeyinde, Kestane dağlarının hemen güney yamacındaki plato üzerinde yer almaktadır. İl merkezine 1 km. uzaklıktadır.

Tralleis kenti Aydın’ın Messogis Dağları’nın (günümüzde Aydın Dağları) güney eteklerinde Trakyalılar ve Argoslular tarafından MÖ 13. yy’da kurulmuştur. Günümüzde halk tarafından “Üç Gözler” diye adlandırılan Tralleis’in ismini Trallar ve Argonlar tarafından Dor göçleri sonrasında aldığı da Tralla veya Thiba adlı bir amazondan aldığı da söylenir. Günümüze dek ayakta kalan tek yapı kente “Üç Gözler” ismini veren gymnasium kalıntısıdır. Etrafında ise çoğunluğu Roma – Bizans Dönemi’ne ait stadion, surlar, latrina, mezarlar, konutlar, dükkânlar ve şapel yer alır.

MÖ 13. yüzyılda kurulan, Antik Çağ’da seramik ve heykelcilik gibi sanat dallarında parlayan, Bizans egemenliği altındayken önemli bir piskoposluk merkezi olan şehir 13. yüzyılda Selçuklular tarafından ele geçirilmiş. Şu anda da tarih ve arkeoloji severler tarafından sıkça ziyaret edilir.

İlk Çağ’da ürettiği deriler ve kırmızı renkli çanak çömlek ile ünlü olan Tralleis, heykel ve süsleme sanatı gelişmiş bir kent. Afrodisyas’ın dünyaca ünlü heykeltıraşları Tralleis’teki okulun öğrencileri arasından çıkmış. Apollonios ve Tauriskos isimli iki büyük yontu ustası ile İstanbul’daki Ayasofya’nın mimarlarından Anthemios Tralleis’te yetişmiş. Heykel sanatının dünyaca meşhur örneklerinden Farnese Boğası ve Genç Atlet Tralleis’te yapılmış.

Dünyada notaları ve sözleri bilinen ilk şarkı Tralleis’te yaşamış olan Seikilos’un 2300 yıllık şarkısıdır. Ayasofya’nın iki mimarından biri olan Anthemios da bu kentte yaşamıştır. Antik devirden günümüze eksiksiz ulaşan tek müzik eseri Tralleis Antik Kenti’nde bulunmuş. Tralleisli Seikilos’un mezar taşına mezar yazıtının yanı sıra bu melodinin güftesi ve bestesi işlenmiş. Kopenhag Milli Müzesi’nde sergilenen ve MS 1.- 2. yüzyıla tarihlendirilen yazıtın üzerindeki güfte aşağıdadır:

“Işılda yaşadığın sürece

Hiçbir şeyi dert etme

Yaşam kısacık ve zaman

Bedelini ödetir günü gelince

KENTİN TARİHİ

Kent, Thrakialı bir kavim olan Traller (Traklar) ve Yunanistan’ın Peleponnes Yarımadası’ndan gelen Argoslular tarafından Dor göçleri sonrasında kurulmuştur. Tralleis, savaşlar ve depremlerle sürekli uğraşmak zorunda kalmış ve imparatorların yardımlarıyla yenilenmiştir. Ancak Bizans döneminde başkentin İstanbul olmasıyla iktisadi ağırlık merkezi değişmiş ve Tralleis ticareti olumsuz yönde etkilenmiştir. Arap akınlarıyla fiziki değişime uğrayan kent, 13. yüzyılda Türkler tarafından fethedilmiş, 15. yüzyılda ise Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.

Kentin doğu yamacındaki 480 dönüm yerleşim alanı, askeriye sınırları içerisindedir. Tiyatro, stadium, tapınak ve darphane gibi sivil ve resmî mimari yapıların da bu alanın sınırları içerisinde olduğu bilinmektedir. Bunların yanı sıra, gymnasium – hamam kompleksi, kilise, villa ve nekropol gibi yapılar, kazı çalışmalarında ortaya çıkarılmıştır.

GEZİLECEK YERLER

Arsenal : Gymnasium yapısının yaklaşık 300 metre kuzeyinde yer alan bu yapı, Antik Efes – Tralleis Yolu’na açılan bir vadinin kuzey yamacına inşa edilmiştir. Üç katlı olarak inşa edilen bu yapının birinci katı Helenistik dönemde, ikinci ve üçüncü katların ise daha sonraki dönemlerde yapıya eklenildiği düşünülmektedir. Yapının girişinde tünelin yüksekliği ve genişliği geniş tutulmuşken, tünel boyunca ilerledikçe daralma ve alçalmalar gözlemlenir. Yapının ana girişinden ilerledikçe, tünel kendi içerisinde kollara ayrılarak, labirenti andırdığı gözlemlenir.

Hamam – Gymnasium Kompleksi : Gymnasium, Antik Yunan ve Roma toplumlarında gençlerin bedensel ve toplumsal eğitimlerini aldıkları yapılara verilen addır. Tralleis Antik Kenti Gymnasiumu’nun inşasının MÖ 3. yüzyılda başladığı bilinmektedir. MS 2. yüzyıl ortalarında Gymnasium yapısına hamam yapısı eklenmiş ve kompleks bir yapıya dönüştürülmüştür.

Anadolu’nun en büyük gymnasiumları arasında yer alan Tralleis Gymnasiumu, yaşanan şiddetli depremler neticesinde birçok kez yıkılmış ve onarım görmüştür. Yapının batısında hamam bölümü bulunmaktadır. Günümüz halkı taraflıdan “Üç Gözler” olarak adlandırılan yapı, hamamın anıtsal batı giriş kapısıdır.

Latrina : Latrina, yıkanma, yıkama anlamına gelen “lavatrina” ve “lavare” kelimelerinden türetilmiş olup, tuvalet anlamına gelmektedir. Ortasında sütunlarla çevrili bir şadırvan yer alır. Oturma yerlerinin önünde temiz su akan bir kanal bulunmaktadır. Tralleis Latrinası’nın doğusunda, içi sıvalı temiz su havuzu yer alır ve temiz su ihtiyacı buradan karşılanmaktadır. 65 kişilik kapasitesiyle Tralleis Gymnasiumu Latrinası, Anadolu’da Roma İmparatorluk Dönemi latrinalarının en büyüklerinden biri olarak bilinmektedir. Buluntular latrinanın MS 2. yüzyıl başları ile MS 3. yüzyılın sonları arasında kullanıldığına işaret etmektedir.

Üretim ve Satış Noktaları : Geç Roma – Erken Bizans dönemlerine tarihlenen dükkânlar, gymnasium – hamam yapısının kuzey duvarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Dükkânların doğu – batı doğrultusunda uzunluğu, 95,58 metredir. Toplam 14 dükkân bulunur. Dükkânların ortasında yarım daire şeklinde bir çeşme yapısı mevcuttur. Dükkânlar, çeşmenin sağında yedi ve solunda yedi dükkân olmak üzere simetrik bir şekilde dizilmişlerdir.

Sütunlu Cadde : Dükkânların kuzeyinde bulunan sütunlu caddenin inşası, MÖ 26 yılında meydana gelen deprem sonrasında başlamış olmalıdır. Sütunlu cadde, olasılıkla dükkânlarla birlikte düşünülerek inşası gerçekleştirilmiştir. Dükkânların caddeye bakan duvarlarının önünde ortaya çıkan kompozit sütun başlıkları, MS 2. yüzyıl stilini yansıtmaktadır. Bu durum caddenin iki dönemde kullanıldığını göstermektedir. 2014 yılı kazı sezonunda dört adet sütun restorasyon projesiyle ayağa kaldırılmıştır.

Piskoposluk Kilisesi: Yapı, Aydın ili Kemer Mahallesi ile gymnasium – hamam kompleksi arasında, kente hâkim bir konumda yer almaktadır. Kazılar sonucunda, birbiri üstüne oturan iki farklı dönem içerisinde inşa edilmiş yapı kalıntıları tespit edilmiştir. Birinci yapı katı içerisinde üç nefli bazilikal planlı bir kilise inşa edilmiştir. Bu yapının yıkılmasının ardından ikinci yapı, haç planlı anıtsal bir kilise (Piskoposluk Sarayı) olarak inşa edilmiş olup, Orta Bizans Çağı’na tarihlenir.

ZİYARETÇİ BİLGİLER

Pazartesi: 08:00 – 17.00
Salı: 08:00 – 17.00
Çarşamba: 08:00 – 17.00
Perşembe: 08:00 – 17.00
Cuma: 08:00 – 17.00
Cumartesi: 08:00 – 17.00
Pazar: 08:00 – 17.00

Giriş Ücreti: Ücretsiz


KONUMA GİT

Bu içeriğe tepkin nedir?

İlginizi Çekebilir

Daha Fazla Yükle Yükleniyor...Başka gönderi bulunamadı.

Cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir