21 Kasım Perşembe 2024

Bari Şimdi Ders Alalım!

Türkiye iki büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor..

Türkiye iki büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor.

İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; yorgun binaları yerle bir etti. Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya’da büyük yıkıma yol açtı. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken can kaybı sayısı 41 bin 20’ye yükseldi. Enkaz yığınlarının altındakilerin çıkarılmasıyla bu sayının katlanacağından ifade ediliyor.

Kahramanmaraş depremleri sonrası bölgenin enkaza dönüşmesinin gerçek sebebi; denetimsizlik, imar afları ve rant hırsı oluşturuyor. Evet  deprem yönetmeliğine uyulsa binalar yıkılmaz, en fazla çatlak meydana gelirdi ve böylesi ağır bir felaket olmazdı.

Bilakis uzmanlar, depremin olacağı bilinen bir durumken hazırlıksız olunmasının can kayıplarına neden olduğu görüşünde. “Binaların yüzde 51’i 2001 sonrasında inşa edilmiş” Antakya’da, güvenli olduğu iddiasıyla satılan Rönesans Rezidans daireleri, şimdi yanlış olan her şeyin sembolü haline geldi. Bina, 12 katın tamamı öne doğru eğilmeden önce temellerinden koptu ve ve 249 daire toplu bir mezara dönüştü.

Malatya’da Trend Garden Rezidans Makyajlanmış ölüm rezidansı olarak ağırlıklı olarak sağlık çalışanlarına mezar oldu.

Daha 2005 yılında yapılan Malatya Afad Müdürünününde ikamet ettiği site yüzlerce kişiye mezar oldu.

Ortaya çıkan uydu görüntülerine göre Malatya ve  Kahramanmaraş’ın batısında yer alan binaların büyük kısmının 2004’ten sonra inşa edildiği görülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre de depremin etkilediği 10 kentin 7’sinde (Şanlıurfa, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Adıyaman, Kilis, Gaziantep, Hatay) hane halkının en az yarısının 2001 ve sonrasında inşa edilen binalarda yaşıyor.

Bir yerde fay varsa deprem vardır. Var olan riski gidermek için konut stokunu güçlendirmek, gerekirse eskileri yıkıp yerlerine güvenli yenilerini yapmak lazım. (Sadece Kentsel (Rantsal) Çözümle bu iş olmuyor) Güvensiz yapı stokuna, yeni problemli ve güvensiz yapı ilave ederek riski artırmış oluyoruz.

1999 depremiyle birlikte yapıların deprem güvenliklerinin olmadığı zaten görüldü. Eski yönetmelikler değiştirildi. Mevcut yapıların güçlendirilmesi veya yeniden yapılması gerektiğini uzmanlar defalarca söyledi. Devlet İstanbul Master Deprem Planı hazırladı. O günkü toplantılarda 5 milyar dolara İstanbul’un depreme dirençli kent yapmanın mümkün olduğu raporlandı.

1999 Marmara depreminin İstanbul’dan 110-120 kilometre uzakta gerçekleşmesine rağmen buradaki yapıların yüzde 6’sının ağır hasar gördü, yüzde 7’si yerle bir oldu, yüzde 12’sinin ise orta derecede hasar alarak kullanılamaz hale geldiğini unuttuk. İstanbul merkezli bir deprem mevcut yapı stokuyla faciaya neden olacaktır, İnanın Maraş depremini mumla aratacaktır.

İstanbul’daki yapı stokunun yüzde 25’inin deprem sonrası kullanılamayacağı biliniyor, “50 bin yapı problemli. 10 daireyle çarparsak 500 bin daire yapar. Olası İstanbul depreminde 500 bin civarında daire riskli” çalışmaya hemen ama hemen başlamalıyız.

Öncelikle riskli bölgelerin tespitini yapıp güvenli hale getirmemiz gerekir. İkincisi yeni yapıların deprem güvenlikli yapılmasını sağlamalıyız Bunu Maraş depremin etkilediği bölgede yapmadık bari şimdi ders alalım.

Veli Tiryaki
AKDF Y.K Üyesi

Bu içeriğe tepkin nedir?

İlginizi Çekebilir

Daha Fazla Yükle Yükleniyor...Başka gönderi bulunamadı.

Cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir